Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Direktörü Arvid Tuerkner, Bloomberg HT yayınında yaptığı açıklamada, depremin maliyetinin yaklaşık 34 milyar dolar, ancak yeniden inşanın maliyetinin 100 milyar dolar olabileceğini söyledi. Deprem bölgesinin kendileri için önemli olduğunu söyleyen Tuerkner, buradaki yatırımlarının altyapıyı yeniden inşa etmeye ve üretime devam edeceklerini söyledi.
Bölgede çok hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
Bloomberg HT yayınına katılan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Direktörü Arvid Tuerkner, işsizlik oranları ve gelir eşitsizliğinin yüksek olması nedeniyle deprem bölgesinin kendileri için de önemli olduğunun altını çizerek, ” Bölgedeki altyapıyı yeniden konumlandırın. Belediyelerle ortak çalışacağız.. Çalışma önceliğimiz deprem bölgesi olacak. Orada bir şeylerin yeniden canlanmasına yardımcı olacağız, mentorluk desteği vereceğiz. 2 milyar dolarlık portföy o bölgeye aktarıldı” dedi.
“Zor zamanlarda işlerin devam etmesini istiyoruz”
“Çok hızlı hareket etmeliyiz” diyen Tuerkner, bazı finans kuruluşlarıyla çok sayıda program yürüttüklerini de sözlerine ekledi. Bölgedeki finans sektörünün büyük sorunları olduğunu söyleyen Tuerkner, “Orada kredilendirme sürecinin devam etmesini istiyoruz. Şirketlerin ve hanelerin yeniden finanse edebilmelerini, yeniden borçlanabilmelerini ve borçlarını ödeyebilmelerini istiyoruz. Bu zor zamanlarda çalışmalarına ve üretimlerine devam etmelerini istiyoruz. “Bu bizim ilk tepkimiz olacak, şimdi geliştirmeye çalıştığımız şey bu” dedi.
“Özel sektör için şartlar iyi değil”
Türkiye’nin büyüme verilerinin kendi tahminlerini aştığını kaydeden Tuerkner, yüksek enflasyon ve artan tüketici harcamalarına dikkat çekti. Büyümenin büyük ölçüde iç tüketimden kaynaklandığını söyleyen Tuerkner, son 20 yılda yaşanan en büyük iç tüketimin finans sektöründe çok karmaşık düzenlemelere yol açtığını söyledi.
Türkiye ekonomisine gelince, “Bence Özel Sektör için ekonomik şartlar pek iyi değil, enflasyondan bahsettik ve bu asla kolay değil. Cari açık yüksek ve ithalat ihracattan çok daha fazla, dolayısıyla ihracat yüksek olsa bile ithalat her zaman daha yüksek. Enerji kalemi önemli bir öğedir. Bir yandan Türk Lirası’nda değer kaybı yaşanıyor, Türk Lirası’nı desteklemek için farklı tedbirler alınıyor ama ne kadar sürdürülebilir bilmiyoruz.” Değerlendirmeyi yapan Tuerkner, var olan belirsizliğin önemli ayaklarından birini seçimlerin oluşturduğunu belirtti.
türkner, Türkiye ekonomisi için 2023 büyüme beklentisinin yüzde 3 olduğunu söyledi.
“Depremin büyümeye aşağı yönlü etkisi yüzde 1 olacak”
Deprem konusuna tekrar dönmek istediğini ifade eden Tuerkner, deprem hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Dünya Bankası, bölgedeki yıkımın maliyetini 34 milyar dolar olarak açıkladı. Ancak yeniden inşa etmek çok daha pahalı olacak. Yeniden inşanın 100 milyar dolara kadar çıkabileceği söyleniyor” dedi.
Dolayısıyla büyümeyi aşağı yönde etkileyecek ama deprem yılın başında olduğu için inşaatlar hızlanacağı için büyümeye katkı sağlayacak. Tuerkner, depremin büyüme üzerindeki aşağı yönlü etkisinin yüzde 1 civarında olabileceğini söyledi.“Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlarda da düşüş var. Makroekonomik süreçte dalgalanma var ve uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notunu düşürdüğünü gördük. Bütün bunlar yabancı yatırımcı için iç açıcı değil ama öte yandan uzun yıllardır Türkiye’de bulunan yabancı yatırımcılar da Türkiye’den çok memnun. Uzun vadeli gidişatın Türkiye için olumlu olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’nin daha fazla yatırım çekmek için istikrara ve makroekonomik ortamda sakinliğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” dedi.
BloombergHT
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.